İZMİR TÜP BEBEK TEDAVİSİ FİYATLARI – MERKEZİ

Doğurganlık Tedavisi Hakkında
İnfertilite (kısırlık), korunma yöntemi kullanmadan düzenli cinsel ilişkiye rağmen 1 yıl içinde çocuk sahibi olamama durumudur. Her 100 çiftten 15-20 sinde görülen infertilite yaş ilerledikçe daha sık görülür. İnfertilite, üreme sistemi ile ilgili bir sağlık sorunudur. Tek bir sebebe bağlı olabildiği gibi; birkaç faktörün kombinasyonu ile de gerçekleşebilir. İnfertilitenin üstesinden gelebilmek için güvenli ve etkili birçok tedavi yöntemi bulunuyor. Bu tedaviler çiftlerin çocuk sahibi olma şansını artırıyor. Kadına veya erkeğe ait nedenlerle olabileceği gibi yüzde 10-15’lik hasta grubunda tüm araştırmalara rağmen hala bir neden bulunamıyor.
Doktor Ne Zaman Gidilmeli?
Korunmadan düzenli cinsel ilişkide bulunulmasına rağmen bir yıl içerisinde gebelik elde edilememesi durumunda, infertilite konusunda bir merkeze başvurulmalıdır.
Doktorunuzla şu durumlarda iletişime geçebilirsiniz: ?
Gebe kalmayı düşünüyorsanız ve 30 yaşından büyükseniz ilaveten 6 aydır menstrual kanamanız olmadıysa,
Menstural periyodlarınız düzensiz veya ağrılı geçiyorsa, pelvik ağrı, endometrioz (çikolata kisti gibi) veya tekrarlayan düşük durumları varsa (2 veya daha fazla düşük),
Düşük sperm sayımı, testis ve prostat hastalıkları geçmişi veya cinsel problemler varsa.
Çocuk Sahibi Olmak İsteyen Çiftlere Uygulanan Tedaviler
1. Aşılama Tedavisi
Özellikle erkeğe bağlı ve nedeni açıklanamamış infertilite olgularında tüp bebek tedavisinden önce tercih edilen tedavilerin başında Aşılama Tedavisi gelmektedir. Aşılamada, tüp bebek tedavisinde olduğu gibi kadının yumurtalıkları uyarılır, yumurtalar çatladıktan sonra erkekten alınan spermler rahim içine bir kanül ile transfer edilir. Aşılamanın uygulanabilmesi için kadının tüplerinden en az birinin açık olması gerekmektedir. Erkeğin sperm analizi sonuçları normal ya da normale yakın olmalıdır. Ayrıca kadında, gebeliğin tutunmasını engelleyecek endometrial bir patoloji olmamalıdır.
2. Tüp Bebek Tedavisi
Tüp bebek tedavisi en çok tercih edilen yardımcı üreme tekniğidir. Tedavi süreci, kadının normalden çok yumurta üretebilmesi amacıyla yumurtalıkların uyarılması için infertilite ilaçları kullanmasıyla başlar. Tüp bebek tedavisinde iki yöntem kullanılır. In Vitro Fertilizasyon (IVF) veya Mikroenjeksiyon (ICSI). IVF işleminde, yumurta toplama işleminde alınan yumurtalar özel kültür tüplerine yerleştirilir üzerine belirli oranlarda spermler eklenir ve spermlerin yumurtaları kendiliğinden döllemesi beklenir. IVF’in Mikroenjeksiyondan farkı yumurta ve sperm parametrelerinin uygun olması gerekmesidir. Mikroenjeksiyon (ICSI), tek bir spermin özel bir mikroskop ve mikromanipülatörler aracılığı ile olgunlaşmış tek bir yumurta içine enjekte edilmesi işlemidir. Enjekte edilen yumurtalar embriyo gelişimini sağlamak için geliştirilmiş besi yerleri içinde anne vücut ortamına benzer ortam sağlayan inkübatöre yerleştirilir. Eğer sperm özel bir mikroskop altında büyük büyütmeyle seçilip mikroenjeksiyon işlemi yapılıyorsa buna IMSI (yüksek büyütmeyle sperm seçimi) denir. Tüp bebek işlemlerinde yüksek başarı nedeni ile genel olarak ICSI işlemi tercih edilir.
TÜP BEBEK TEDAVİSİ
Bir tüp bebek uygulamasından sonra gebelik elde edilememişse ortalama 2-3 ay ara verilerek tekrar yeni bir tüp bebek yapılabilir. Bu arada kadının bir iki kere adet görmesi yeterlidir. IVF veya mikroenjeksiyon (ICSI) yönteminde verilmesi gereken ara aynıdır.
Ancak tüp bebek tedavisi sırasında yumurtalıklarda kist veya OHSS gelişmesi veya başka bir problem meydana gelmişse bu problem düzelene kadar yeni bir deneme yapmamak gerekir. Özellikle tüp bebek tedavisinde kullanılan yumurta geliştirisi ilaçlar yumurtalıklarda geçici kistler oluşmasına neden olabilir. Bu kistler genellikle bir kaç ay içerisinde kendiliğinden kaybolurlar, özel bir tedavi gerektirmezler genellikle. Bu kistler kaybolmadan yeni bir deneme yapılması ve yeniden yumurtalık uyarıcı ilaçlar verilmesi kistlerin daha fazla büyümesine neden olabilir.
Daha uzun ara vermek isteyen hastalar:
Genç yaşta olup da (20-30 yaş arası) maddi veya başka nedenlerden dolayı daha uzun ara vermek isteyen hastalar eğer yumurtalık kapasiteleri iyi ise bundan bir zarar görmezler. Bu hastalar daha uzun aylar hatta bir kaç yıl ara verebilirler. Kadın genç yaşta ise ve yumurtalık kapasitesi iyi ise aranın kısa veya uzun tutulması tüp bebek tedavisindeki başarıyı etkilemez. Yumurtalık kapasitesindeki azalma özellikle 30-35 yaşından sonra hızlanmaktadır. Ancak nadiren bazı hastalarda bu azalma erken başlamış olabilir, bu konuda doktorunuza danışmanız gerekir. Eğer erken başlamış bir yumurta kapasitesi azalması varsa fazla ara vermemek gerekir. Yumurtalık kapasitesi (over rezervi) hakkında ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
İleri yaşta tüp bebek tedavisi görenler:
İleri yaştaki kadınlarda, örneğin 35 yaş üzerinde ve 40 yaş civarında tüp bebek denemeleri arasındaki ara mümkün olduğunda kısa tutulmalıdır çünkü bu kadınlarda geçen her 3 – 6 ay bile kıymetlidir, aylar ilerldikçe yumurtalık kapasitesi (over rezevi) azalır. Bu nedenle ileri yaştaki kadınlarda yumurtalıklarda kist vb. bir problem yoksa tüp bebek denemesinden sonra bir kere adet görmesi beklenerek yeni tüp bebek tedavisine başlanabilir.
Tüp bebek tedavisinde ilk aşama kadının yumurtalıklarının uyarılması. “Kontrollü ovaryen hiperstimülasyon” adı verilen bu işlemle yumurtalıklar uyarılarak, folikül geliştirilmesi sağlanır. Çeşitli ajanlar ve protokollerle sağlanan uyarılma, günümüzde sıklıkla uygulanan kısa protokollerde 8-14 gün sürer.
Daha sonra yumurtalar HCG hormonuyla tetiklenerek olgunlaştırılır. HCG hormonu enjeksiyonundan 34-36 saat sonra yumurtalar toplanır. Bu işlem, transvajinal yöntemle, hastanın yumurtalıklarına ultrasonografi eşliğinde özel bir iğne ile girilerek foliküllerin aspire edilmesiyle gerçekleştirilir. Embriyologlar, laboratuvarda aspire edilen folikül sıvısını inceler ve elde edilen toplam yumurta sayısı belirlenir.
Kadında yumurta toplama işlemi yapılırken aynı gün erkekten de sperm alınır. Bu sperm örneği özel yıkama işlemlerinden geçirildikten sonra en iyileri seçilir.
Yumurtaların olgunluğu değerlendirilir. “Metafaz 2” denilen dönemdeki olgun yumurtalar döllenebilir olur. Seçilen spermler bu yumurtalara mikroenjeksiyon yöntemiyle enjekte edilir. Daha önceki yıllarda spermler yumurtanın yanına bırakılıp döllenmenin gerçekleşmesi beklenirken, günümüzde ICSI denilen mikroenjeksiyon yöntemi daha çok tercih edilir. Sperm hücreleri mikroskop altında doğrudan yumurtanın içine yerleştirilir.
Döllenen yumurtalar, gelişimlerinin sağlanması için gereken ortamı ve ısıyı sunan inkübatörlere konulur. Gaz ve nem oranı ayarlanarak özel sıvılar içine konan yumurtalar kontrol edilir. Döllenmenin başarılı olup olmadığını anlamak için 16-18 saat geçmesi gerekir. Bu sürenin sonunda yapılan ilk kontrollerde sonuçlar alınabilir.
Döllenmenin başarılı olmasının ardından embriyonun bölünmesi gerçekleşir. 36-48 saat sonra yaklaşık dört hücreli olan embriyo, 72 saatin ardından yaklaşık sekiz hücreye sahip olur. Beşinci gün embriyosu ise blastokist olarak adlandırılır.
Embriyo transferi özel kateterler yardımıyla genellikle üçüncü ya da beşinci gün yapılır fakat son yıllarda daha çok beşinci gün tercih edilmektedir. Bunun nedeni, daha iyi embriyonun seçilebilmesi ve blastokist aşamasındaki embriyonun rahim içine tutunma oranının daha yüksek olması. Ancak eğer yeterli sayıda kaliteli embriyo elde edilememişse beşinci güne kadar beklenmez. Rahim içine yerleştirme işlemi üçüncü gün yeterli gelişmeyi gösteren embriyolarla da yapılabilir.
Transferin ardından kadın 30-60 dakikalık yatak istirahatinden sonra taburcu edilir. Bu dönemde hastalara aşırı efor gerektiren işlerden kaçınmaları, ağır kaldırmamaları ve sıkı egzersiz yapmamaları önerilir. Kendilerine verilen ilaçları düzenli kullanmaları, beslenmelerine ve sıvı tüketimine dikkat etmeleri de gerekir.
Transferden 11-12 gün sonra, kanda gebelik hormonunu ölçen testler yapılır. Beta HCG testi pozitif olan kadınlarda, test birkaç gün sonra tekrar edilerek hormon düzeyindeki artış kontrol edilebilir. Ardından ultrasonografi yapılır. Testin üzerinden 7-10 gün geçtikten sonra yapılan ultrasonografi ile rahim içinde gebelik kesesinin görülmesi mümkün olabilir. Böylece klinik olarak gebeliğin gerçekleşip gerçekleşmediği anlaşılır.
Birinci Aşama: Eğitim
Tüp bebek tedavisinin ilk basamağını tüp bebek koordinatörünün vereceği eğitim oluşturmaktadır. Bu aşamada işlemler hakkında bilgi verilerek, tedavinin planı ve nasıl yürütüleceği anlatılmakta, ilaçlarınızı nasıl kendi kendinize alacağınız öğretilmekte ve gerekli onay formları imzalatılmaktadır.
İkinci Aşama: Yumurtalıkların Baskılanması
Tüp bebek tedavisinin temelini, kadının yumurtalıklarının tamamıyla kontrol altına alınması oluşturmaktadır. Bu amaçla bazı ilaç tedavileri uygulanır.
Bu ilaçlar sizin istenilen zamandan önce yumurtlamanızı engellerken; burun spreyi ya da cilt altına uygulanan enjeksiyon şeklindedir. Kendi kendinize kullanmanız için gerekli eğitim size verilecektir.
Üçüncü Aşama: Yumurtalıkların Uyarılması ve Yumurta Gelişiminin Takibi
Tüp bebek tedavisinin başarısı kadın yumurtalıklarında çok sayıda yumurta üretilmesine bağlıdır. Bu amaçla, daha önce belirtilen ilaçlar ile kontrol altında tutulan yumurtalıklar, yumurta gelişimini uyaran ilaçlar ile uyarılır. Bu ilaçlar cilt altına veya kas içine yapılan iğnelerdir.
Yumurtalıkların bu ilaçlar ile uyarılması yaklaşık 10 gün sürer. Bu süreç içerisinde yumurta gelişiminizin takibi için birkaç kez kontrol edilmeniz gerekmektedir. Bu kontrollerde ultrasonografiniz yapılır ve gerekli duyulduğunda kanınızda hormon düzeylerine bakılıp ilaçlarınızın doz ayarlaması yapılır.
Dördüncü Aşama: Yumurtaların Toplanması
Yumurta gelişiminin takibi sırasında, yeterli sayıda yumurtanın olgunlaştığı tespit edildiği gün, yumurtaların en son gelişim basamağını tamamlamak üzere hCG (human chorionic gonadotropin) enjeksiyonu yapılır. Yumurtaların toplanması bu son ilaç enjeksiyonundan sonraki 36. saate programlanır. Yumurtaların toplanması sırasında sakinleştirici, uyku verici ilaçlar verilebileceği gibi işlem tümüyle anestezi altında da gerçekleştirilebilir. İşlem, yumurta gelişim takiplerinizde yapılan vajinal ultrasonografi uygulamasına benzer. Tek farkı vajinal ultrasonografi aletine bağlı bir iğnenin vajenden geçirilip yumurtalıklarınızın içerisindeki yumurtaları toplamasıdır. İşlemin süresi ortalama 30 dakikadır. Sperm hücreleri ile dölleme işlemi yumurtaların toplandığı gün gerçekleştirilir. Yumurtaların toplanmasını takiben 2-3 saatlik dinlenmenin ardından çift hastaneden taburcu edilir. Tüp bebek tedavisinin bu aşamasından sonra kullanılacak ilaçlar konusunda çifte bilgi verilir.
Beşinci Aşama: Laboratuvar İşlemleri
Yumurtaların toplanmasından bir gün sonra, yumurtalardan kaçının normal şekilde döllendiği konusunda çifte bilgi verilir. Bu aşamadan sonra normal olarak döllenen yumurtalar laboratuvarda 2 ile 5 gün arasında izlenerek, uygun görülen zamanda, aralarında en kaliteli olanlar belli sayıda seçilerek anne rahmine geri yerleştirilirler. Bu yerleştirme işleminin ne zaman gerçekleştirileceği konusunda çifte bilgi verilir.
Son Aşama: Embriyo Transferi
Tüp bebek tedavisinin son aşaması olan transfer işlemi öncesinde, çifte transfer edilecek embriyo sayısı ve kalitesi konusunda bilgi verilir. Transfer işlemi, çok basit bir muayene işleminden farksızdır. Herhangi bir anesteziye gerek duyulmaz. Transfer öncesi tek istenilen anne adayının su içip idrar torbasını bir miktar doldurmasıdır. Çünkü transfer işlemi ultrasonografik gözlem altında yapılmakta ve bunun için de idrar torbasının bir miktar dolu olması gerekmektedir. Transfer işlemi sırasında, embriyolar ile yüklenmiş olan bir kateter vajenden ve rahim ağzından geçirilerek rahim içerisine yerleştirilir ve embriyolar rahim içerisine bırakılır. Eğer yerleştirme işleminden sonra geride iyi kalitede embriyo veya embriyolar kalmış ise çiftin onayı alınıp bu embriyolar ileride kullanılmak üzere dondurulup saklanır.
Transfer sonrası 3-4 saat hastanede dinlendikten sonra çift evine yollanır ve kadının o günü dinlenerek geçirmesi istenir. Gebeliğin gelişimini desteklemek için progesteron, östrojen ve/veya HCG takviyesine yumurtaların toplanmasından veya embriyoların transferinden sonra başlanabilir. Tüp bebek tedavisinin sonucunu, transferden 14 gün sonra yapılan gebelik testi ile öğrenmek mümkündür. Eğer testiniz olumlu çıkarsa 3 hafta sonra bebeğinizin kalp atımlarını gözlemek için ultrasonografi randevusu verilir.
Tüp bebek tedavisi, normal olarak gebelik şansı olmayan ya da çok az olan çiftlerde gebelik şansını arttıran bir tedavi yöntemidir. Dünyada ilk tüp bebek 1978 yılında İngiltere’de dünyaya gelmiştir. Türkiye’de ise ilk 1989 yılında Ege üniversitesinde ilk tüp bebek doğumu gerçekleşmiştir. Günümüzde çok sayıda çift bu yöntem ile çocuk sahibi olabilmektedir.
Basit olarak tüp bebek işlemi, kadından alınan yumurtanın (oosit), erkekten alınan sperm ile laboratuar ortamında dölleyerek embriyo gelişimi sağlayıp, sonrasında embriyoyu kadın rahmine yerleştirme işlemidir. Bu işlem tecrübeli bir ekip ve uygun laboratuar ortamında yapıldığı zaman başarı şansı artar.
Tüp bebekte başarı şansı nedir?
Herhangi bir işlem yapılmadan normal çiftlerde normal bir adet döneminde canlı doğum oranı %27.7 dir. Tüp bebek sikluslarında bu oran %40-45 dir.
Yardımla üreme teknikleri nelerdir?
Yardımla üreme teknikleri yumurtalıklardan (over) yumurtalık (oosit) toplanması ve gebelik sağlanması amacıyla kullanılan tüm tedavi yöntemlerini içerir.
İn vitro fertilizasyon (IVF):
Yumurtalıklardan alınan yumurtaların erkekten alınan sperm ile laboratuar ortamında döllenmesi ve oluşan embriyoların 3-5 gün sonra anne rahmine yerleştirilmesi olarak özetlenebilir.
Gamet intrafallopian trasfer (GIFT):
Yumurtalıklardan alınan yumurta ve erkekten alınan sperm kadının fallop tüpü içerisine yerleştirilir ve burada döllenmenin olması beklenir. Günümüzde bu yöntem pek tercih edilmemektedir.
Zigot İntrafallopian transfer (ZIFT):
Yumurtalıklardan alınan yumurtaların erkekten alınan sperm ile laboratuar ortamında birleştirilir ve ertesi gün fallop tüpü içine yerleştirilir. Günümüzde bu yöntem de pek tercih edilmemektedir.
İntrasitoplazmik sperm Enjeksiyonu (ICSI):
Bu yöntemde yumurtalıklardan alınan yumurtanın (oosit) içerisine özel iğne ile sperm bırakılarak döllenmenin sağlanır. Özellikle sperm sayısında ve kalitesinde ciddi problem olan hastalarda tercih edilmektedir.
İn vitro maturasyon (IVM):
Normal siklus veya ilaç kullanılarak uyarılan yumurtlama sikluslarında, yumurtalıklarda henüz yeterince olgunlaşmamış olan yumurta hücrelerinin laboratuar ortamında olgunlaştırılması ve embryo elde etmek üzere kullanılması esasına dayanır. Gebelik ve fertilizasyon oranları yumurtalık içerisinde olgunaşan(klasik tüp bebek prosedüründe olduğu gibi) yumurta hücreleri ile elde edilen başarıya göre düşüktür.
Tüp bebek tedavisinde; tecrübeli bir ekip ve gelişmiş laboratuar imkanları ile başarı oranları artmaktadır.
Tüp bebek başarısını belirleyen en önemli etken kısırlığa sebep olan etkendir. Yumurtalık rezervi azalmış hastalarda tüp bebek başarı oranı (%15) düşükken, yumurtlama problemleri nedeniyle tüp bebek yapılan hastaların başarı şansları (%38) daha fazladır.
Tüp Bebek Tedavisinde Başarısızlığın Sebebi Nedir?
Tüp bebek tedavisinin çeşitli aşamalarında başarısızlıklar ortaya çıkabilmektedir ve genellikle bunların sebebi bilinmemektedir.
1- İleri anne yaşı, azalmış yumurtalık rezervi, yumurtalıkların en uygun şekilde uyarılmaması ve laboratuar koşullarının yeterli olmaması gibi faktörler embriyo kalitesine olumsuz etki edebilir
2- Rahim iç duvarının embriyonun yerleşimine hazır ve uygun halde olması, rahime ait doğuştan gelen veya sonradan oluşan problemler, hidrosalpinks adı verilen tüplerde sıvı toplanması durumu ya da enfeksiyon gibi faktörler de embryonun rahime tutunmasına engel olabilir .
3- Embriyo transferi sırasında yaşanan sıkıntılar da embriyonun rahime tutunmasını olumsuz yönde etkileyebilir.
Ancak başarısızlığın sebebinin genellikle tam olarak ortaya konulamadığı unutulmamalıdır. Bu nedenle, sebepleri ortaya koyabilmek amacıyla, tekrarlayan tüp bebek başarısızlıklarında çiftin ileri tetkikler ile değerlendirilmesi gerekmektedir.
Tüp Bebek Tedavisi Sürecinde Yaşanabilecek Olası Problemlerden Önce Hasta Yeterince Bilgilendirilmelidir
1- İlaçla yumurtlama uyarılması sürecinin sonunda özellikle polikistik over sendromu olan hastalarda aşırı yumurtlamaya bağlı olarak hiperstimulasyon sendromu adı verilen durumla karşılaşılabilir. Bu durumla birlikte nefes almada zorlanma, karışda şişlik ve karın içinde sıvı toplanması, damar içinde oluşan pıhtı sebebiyle akciğere pıhtı atması durumu olan Tromboemboli, yumurtalıkların aşırı uyarılmasına bağlı olarak gelişebilen yumurtalığın kendi etrafında dönmesi.
2- Karın içi kanama
3- Allerjik reaksiyonlar
4- Enfeksiyon
5- Anesteziye bağlı olumsuzluklar
tüp bebek
Tüp Bebek (IVF) kimlere yapılmaktadır?
12 ay süreyle düzenli ve korunmasız cinsel ilişkiye rağmen gebelik sağlanmadığı taktirde çift infertil olarak kabul edilir ve ileri tetkikler yapılmalıdır.
Yapılan bu tetkikler sonucunda;
Erkekten alınan semen örneğinin normal yollarla gebelik sağlanması için yeterli sayıve morfolojide sperm olmaması
Kadın yaşı düşük olmasına rağmen, yapılan tetkikler sonucunda yumurtalık rezervinin azaldığının belirlenmesi
İleri kadın yaşı (38 yaş ve üstü) ve 6 ay korunmasız devamlı cinsel ilişkiye rağmen gebelik oluşmaması
Endometriozis’in yumurtalık-tüp ilişkisinin bozulmasına sebep olması
Yumurtlama fonksiyonunda bozukluk
Kadınlarda fallop tüplerinin tıkalı olması
Tüm tetkiklerin sonucu normal olmasına rağmen sebebi açıklanamayan infertilite görülmesi
Hallerinde çiftlerde tüp bebek uygulamasına geçilir.
Kadın Yaşının Önemi
Kadınlarda yaş ilerledikçe yumurtalıkların yumurtlama kapasitesi ile beraber yumurtaların kalitesinde azalmaya başlar. Hastanın genetik yapısı da bu azalmayı hızlandırabilir yada yavaşlatabilir. Hastanın adet görüyor olması yumurta kalitesi ile ilişkili değildir. Kadın yaşıyla birlikte normal yollarla gebe kalma şansı da azalır. 35 yaş altı hastalarda canlı doğum oranları %40 civarındayken bu oran 40 yaş ve üzeri hastalarda %10 civarındadır.
Tüp Bebek Tedavisi Aşamaları
Tüp bebek uygulamasının başlamasına karar verildikten sonra, normal şartlarda kadınların yumurtlaması için vücutta üretilen hormonlar, daha fazla dozlarda enjeksiyon ile hastaya uygulanır. Böylece normal yumurtlamanın aksine bir siklusta birden fazla yumurta elde edilmesi amaçlanır. Gelişen yumurtalar sık sık ultrasonografi ile takip edilirken kan tahlili ile östradiol seviyeleri takip edilir. Takip edilen yumurtalar istenen boyutlara ulaştıklarında (18-20mm) ovulasyonu sağlamak için tek dozluk bir yumurta çatlatma iğnesi uygulanarak (hCG, GnRHa) yumurtlama zamanı planlanır. Yumurtlama iğnesinin yapılmasından 35-36 saat sonra ameliyathane ortamında ve tercihen anestezi altında, vajinal yoldan ultrasonografi ile beraber bir iğne yardımıyla yumurtalar toplanır. Aynı zamanda erkekten alınan sperm örneği özel tekniklerle işleme uygun hale getirilir. Bu spermler daha sonra hastadan alınan yumurtaların laboratuar koşulları altında döllenmesinde kullanılarak, embriyo gelişimi sağlanır. Embriyolar gelişimleri süresince takip edilerek, bölünme yetenekleri, hücresel simetrileri, fragmentasyon oranları gibi özellikler takip edilir. Bu takip ile birlikte rahme tutunma oranı en olası embriyolar seçilir. Seçilen embriyolar, kullanılan özel kateterler ile anne rahmine vajinal yoldan yerleştirilir. Gelişen embriyolar arasından transfer edilmeyen yüksek kaliteli embriyolar dondurularak olası bir gebe kalamama durumunda tekrar transfer edilebilir.
Yumurta Toplama İşlemi Aşamaları (OPU)
Tüp bebek tedavisinin önemli bir aşamasıdır. Deneyimli hekimler tarafından yapılmalıdır.
Yumurta çatlatma iğnesinin yapılmasından sonra 35-36. Saatte yapılır.
İşlem, bir miktar ağrıya neden olabileceğinden anestezi altında yapılabilir. Genel anestezi uygulanacak hastaların işlemden önce en az altı saat bir şey yememiş olmaları gerekir.
Hasta ameliyathane koşullarına uygun biçimde steril olarak giydirilir ve idrarını boşaltmış olması gerekir.
Hasta jinekolojik muayene pozisyonuna alınarak dış genital bölge ve vajen temizliği sağlanır.
Vajinal yoldan ultrasonografi ile beraber iğne vasıtasıyla yumurtalıklara ulaşılır ve yumurta toplama işlemi gerçekleştirilir.
İşlem sonrası hasta dinlendirilmek üzere dinlenme odasına alınır.
Mikroenjeksiyon (ICSI) ve Klasik IVF Yöntemi
Mikroenjeksiyon işleminde bir tek sperm hücresi yumurta içine enjekte edilir. Klasik IVF’ yönteminde her yumurtanın çevresine yaklaşık 100,000 sperm bırakılarak döllenme sağlanır. Bu spermlerden sadece biri yumurta dış zarını geçerek yumurtaya girer ve döllenme sağlanır. Buna karşılık, mikroenjeksiyon işleminde yumurtanın içine seçilen tek bir sperm özel bir iğne yardımıyla enjekte edilir. Bu işlem özel bir mikroskop altında mikromanipulatör adı verilen özel alet ile yapılmaktadır. ICSI işlemin 1992 yılından beri uygulanmaya başlanmasıyla özellikle ciddi sperm problemi olan erkek hastalar için çığır açmıştır. Sperm sayısı 5 milyon/ml nin altında sperm sayısına sahip olan yada sperm kalitesi düşük olan hastaların çocuk sahibi olma şansları ciddi ölçüde artmış ve bu işlemler ile binlerce bebek dünyaya gelmiştir.
Mikro Enjeksiyon işlemi kimlere uygulanmalıdır?
İleri düzey sperm sayı, hareket ve morfoloji bozukluğu olan hastalar: Sperm sayısı 5 milyon/ml den düşükse
Azoospermi görülen hastalarda : menide sperm görülmeyen hastalar. Cerrahi yöntemlerle (TESE, TESA, PESA, vb. ) sperm elde edildikten sonra mikroenjeksiyon işlemi uygulanabilir.
Daha önce klasik tüp bebek yöntemi ile döllenme olmamış hastalarda.
Embriyolarına Pre-implantasyon genetik tanı (PGD) uygulanacak hastalar
Bazı seçilmiş hastalarda gebelik şansını arttırmak için (şansı az olan çiftler).
Embriyo Transferi (ET)
Yumurtanın döllenmesinden sonra embriyo oluşumu gözlenir. Embriyoyu oluşturan hücreler (blastomer) bölünmeye başlar. Yumurta toplama işleminden sonra 3. Günde embriyolar 8 hücreli bir yapı halini alır. Daha sonra 5. Günde embriyolar blastokist adı verilen hücre sayılarının attığı ve daha sıkı halde olduğu evreye gelirler. Embriyo transferi genellikle yumurta toplamadan sonraki 3. Yada 5. Günde yapılır.
Blastokist Transferi (5. Gün Transferi)
Hastadan toplanan yumurta sayısı ile birlikte gelişen embriyoların gelişiminin iyi olması durumunda 5. Gün transferi (blastokist transferi) yapılabilir. Bundaki amaç çok sayıda olan embriyolardan en iyilerinin ve anne rahmine tutunabilme yeteneği en fazla olanların seçilmesidir. Yapılan araştırmalarda 5. Gün yapılan transferin daha fazla canlı gebelik oranıyla sonuçlandığı görülmüştür. Bununla birlikte her embriyo gelişimini devam ettiremeyebilir ve 5. Güne ulaşamaya bilir. Bu embriyolar elenecektir. Bu sebeple bu yöntem dikkatli şekilde seçilmiş hastalarda tercih edilmektedir.
Embryo transferi nasıl yapılmaktadır?
En çok tercih edilen yöntem, özel kateterler yardımıyla, rahim ağzı geçilerek, rahim iç tabakasına embriyo transferi yapmaktır. İşlem sırasında ultrasonografi yardımı ile embriyoların rahim iç tabakasına bırakıldığından emin olunur.
Tüm koşullar ve tedavi süreci iyi geçmiş olsa da gebelik şansı yaşa bağlı faktörler nedeniyle daha düşüktür. Bu nedenle ileri yaştaki hastalara birden fazla embriyo transferi yapılabilir. Transferi yapılmayacak olan embriyolar için dondurma işlemi (link: embryo dondurma ve saklama) uygulanabilir. Olası bir gebe kalamama durumunda tekrar transfer edilerek gebelik şansı arttırılabilir.
Kısa veya uzun vadede her çiftin hayalidir çocuk sahibi olmak. Bazı çiftler evliliklerinin ilk yıllarında çocuk sahibi olmak ile ilgili plan yapmayı erken bulur; çocuk istemlerini evliliklerinin ilerleyen dönemlerinde gündeme taşır. Ancak plan dahiline alınan çocuk istemi bazen olası sağlık sorunlarından kaynaklı olarak oldukça zor ve stresli bir süreçle çiftleri karşılaştırabilir. İşte bu tip durumlarda devreye giren tedavi yöntemi ise tüp bebek olmaktadır. Tüp bebek yöntemi ile sahip olmak istenilen bebeğe kavuşmak mümkün olmaktadır. Günümüzdе çоk sayıda çift tüp bebek yöntemi ile çocuk sаhibi olabilmektedir.
Modern tıp çocuk sahibi olmak isteyenler için pek çok fırsat sunmaktadır. Tüp bebek tedavisi bu yönde uygulanan yardımcı üreme yöntemidir. Tüp bebek, kadın üreme hücreleri olan yumurtaların ve erkek üreme hücreleri olan spermlerin vücut dışında, laboratuvar ortamında bir araya getirilerek döllenmenin elde edilmesini sağlayan tedavi sürecidir.
Dünyada ve Ülkemizde İlk Tüp Bebek
Modern tüp bebek tedavisinin kurucusu, Bob Edwars’tır. Tüp bebek işlemi sonucu doğan ilk bebek (Louise Brown), 1978 yılında İngiltere’de dünyaya gelmiştir. 1971 yılından itibaren tüp bebek ile ilgili olarak yapılan tüm uygulamalar günümüz tüp bebek tekniğinin temelini oluşturmaktadır. Dünyada tüp bebek ile ilgili gelişmeler hızla devam ederken, ülkemizde tüp bebek konusundaki çalışmalara kayıtsız kalmayarak ilerleyen tüp bebek yöntemlerini uygulamaya başladı. Bunun sonucunda da 1989 yılında Ege Üniversitesi’nde ilk tüp bebek doğumu gerçekleşti.
Tüp Bebek Tedavisinde Son Teknolojik Gelişmeler
Tüp bebek tedavi teknikleri her geçen gün gelişerek yeni yöntemlerinde hayatımıza girmesini sağladı. Bu son teknolojik gelişmeler tüp bebek tedavisinin başarı oranını etkileyen faktörler baz alınarak hayata geçirilmiştir. Kısaca bu gelişmelerden bahsetmek gerekirse;
En iyi kalitedeki spermleri seçmek ve mikroenjeksiyon işlemi sonrası yüksek döllenme oranlarını elde etmek adına kullanılan IMSI tekniği.
Mikroskop altında yapılan testis biyopsisi (Mikrotese)
Genetik problem söz konusu olan çiftlerin embriyolarının incelenmesi ve içlerinden sağlıklı olanlarının seçilmesi tekniği PGD (pregenetik diagnozis)
Lazer yardımı ile embriyo çeperinin inceltilmesi tekniği Asisthatching
Embriyoların, spermlerin ve yumurtaların daha sonra kullanılmak üzere dondurularak saklanması işlemi Frozen
Embriyonun gelişimini kamera altında takip etmek ve gelişimi sağlıklı olanları seçmek için uygulanan teknik Embriyoskop
Bağışıklık sistemi ile ilgili İmmünolojik Tedaviler.
Tüp Bebek Tedavisi Kimlere Uygulanabilir?
- İnfertilite teşhisi konulan kişilerde,
- Tüplerin her ikisi tıkalı olanlarda,
- Yumurta bozukluğu olanlarda,
- Menide sperm bulunmayanlarda,
- Sperminde kalite bozukluğu olanlarda,
- İmmunolojik durumlarda
- Servikal faktörler söz konusu ise,
- Cerrahi operasyonla tüpleri alınanlarda,
- Sperm veya yumurta sayısında yetersizlik söz konusu ise,
- Yumurtalıkta kısırlığa sebep teşkil eden kistlerin varlığında,
- Hormon bozukluğu durumunda,
- Cinsel birleşme ile oluşan bazı sorunlarda,
- Sperm hareketliliği konusunda sorun varsa,
- Sperm hücrelerinin şekil bozukluğu söz konusu ise,
- Tekrarlanan gebelik kayıpları durumunda,
- Kadınlarda yaş ilerlemesi söz konusu ise tüp bebek uygulaması yapılabilir.
Tüp Bebek Tedavisi Kimlere Uygulanamaz?
- Sperm üretimi olmayan erkeklerde
- Yumurta üretimi fonksiyonunu kaybetmiş olan kadınlarda,
- Menopoz dönemine giren kadınlarda
- Hormon seviyeleri bozuk olan kadınlarda,
- Cerrahi operasyonlar sonucu rahmi alınmak zorunda kalınan kadınlarda tüp bebek tedavisinin uygulanması maalesef pek mümkün değildir.
Tüp Bebekte Başarı Oranı Nedir?
Tüp bebek tedavisinin başarı şansı, yaşa göre değişmektedir.
30 yaşın altı %60
35 yaş civarı %40
40’lı yaşlarda ise %15
Ancak bu oranlar tüp bebek tedavisini yalnızca bir kez deneyenler için geçerlidir. Tüp bebek uygulamasını 4 defa yaptıranlarda başarı oranı %90’ın üzerine çıkmaktadır.
Tüp Bebek Yönteminin Adımları Nelerdir?
1. Adım (İlk muayene ve çift değerlendirmesi)
Çiftin daha önce görmüş olduğu tedaviler ve gebelik, doğum, düşük gibi hikayeleri dinlenir. Varsa eski tahlil ve tetkik sonuçları değerlendirilir.
Her türlü ameliyat raporu ya da notu
Sperm tahlili
Kadına ait hormon tahlilleri
Daha önce uygulanan tedavilere ait raporlar
Rahim filmi
Kromozom analizi
Başka hastalıklar ile ilgili raporlar
Bu verilere göre tüp bebek tedavisi planlanır ve tedavinin uygulanacağı gün belirlenir.
2. Adım ( Yumurtalıkları uyarma ve yumurta oluşturma)
Yumurtalıklarda iyi embriyoların seçilerek rahme konulması için çok sayıda yumurta oluşturma amaçlı olarak yumurta geliştirici ilaçlar (iğne tedavisi) uygulanır.
3. Adım (Yumurta toplama (OPU)
Gelişen yumurtalar toplanır ve laboratuvar koşullarında döllenme için saklanır. Bu sırada erkek de sperm verir. Tıpkı sperm tahlilinde olduğu gibi masturbasyon yoluyla sperm alınmaktadır. Sperm veremeyen erkeklerden ise mikro TESE yöntemi ile sperm alınır. Ortalama olarak bu işlem yarım saat sürer. Yumurta toplama günü verilecek sperm örneği için erkek 2-4 günlük bir cinsel perhiz yapmalıdır. Bu süre 7 günden uzun olmamalıdır.
4. Adım ( Döllenme (IVF veya ICSI yöntemi)
Toplanan yumurtalar ve elde edilen spermler ile döllenme (fertilizasyon) işlemi gerçekleştirilerek, döllenen yumurtalar laboratuvarda saklanır. (Döllenen yumurtalar inkübatörde saklanır.)
5. Adım (Embriyo transferi)
İki ila üç gün süreli laboratuvarda saklanan döllenmiş yumurtalar rahim içerisine ağrısız bir uygulama ile yerleştirilir. Döllenme sonrası yumurtalar laboratuvarda bekletildikten sonra transfer edilir. Bu işlem 5-10 dakika kadar sürer. Gebelik testine kadar olan süreçte cinsel beraberlik önerilmez. Ağrı kesici olarak Parasetamol grubu ilaçlar kullanabilir. Transferden 1 gün sonra ılık duş şeklinde banyo yapılabilir.
6. Adım (Gebelik testi)
Transfer işleminden 12 gün sonra gebelik testi yapılarak gebeliğin oluşma durumu kontrol edilir. Test, her hastanede yapılan normal gebelik testidir, farklı bir test değildir.
Erkek; İlk muayene ve çift değerlendirmesi (1. Adım) ve döllenme (IVF veya ICSI yöntemi) (4. Adım) basamağında tedavi sürecine dahil olur. Kadın ise tüp bebek tedavisinin her adımında yer almaktadır. Olağanüstü bir durum söz konusu değilse tüp bebek tedavisinin hiçbir aşamasında hastanede yatış yapmak gerekmemektedir. Tüp bebek tedavisi ayaktan yapılmaktadır. İlk muayene ve çift değerlendirmesinden (1. Adım) sonuna kadar tüm tedavi yaklaşık olarak bir ay sürmektedir.
Tüp bebek tedavisindeki laboratuvar ortamındaki dölleme işleminde başlıca iki teknik vardır:
*Klasik Tüp Bebek-IVF (İn Vitro Fertilizasyon): Spermler, yumurtaların yanına bırakılarak bu spermlerin kendi kendilerine yumurtanın içine girip dölleme işlemini gerçekleştirmesi beklenir.
*Mikroenjeksiyon (ICSI): Mikroskop altında spermin bir pipet vasıtasıyla direkt olarak yumurtanın içine enjekte edilmesi ile döllemenin sağlanmasıdır. Tüp bebek tedavisinde mikroenjeksiyon (ICSI) yöntemi günümüzde yaygın olarak uygulanmaktadır. Tüp bebek tedavisinde, döllenme aşamasında uygulanan bir teknik olan mikroenjeksiyondaki amaç; sperm ve yumurtanın başarılı bir şekilde, yüksek oranda döllenmesini sağlamaktır. Mikroenjeksiyon, şiddetli erkek kısırlıklarında yaygın olarak kullanılmakta olan bir yöntemdir. Nedenleri ise:
- Sperm sayısı azlığı,
- Sperm hareketliliğinin azlığı,
- Sperm şekillerindeki (morfoloji) bozukluktur.
Önceki tüp bebek denemelerinde döllenme elde edilememiş veya elde edilen döllenme oranı yüksek olmayan anne ve baba adayları ve sperm hücrelerinde sayı, şekil, morfolojik gibi problemler söz konusu olanlar mikroenjeksiyon yönteminin uygulanması gereken durumlardır.
Tüp Bebek Tedavisinde Başarısızlık
Tüp bebek tedavisinde başarısızlık en sık karşılaşılan sorundur. Tüp bebek tedavisinde başarıyı etkileyen pek çok faktör vardır bu faktörlerden en önemlisi anne yaşıdır. Yanı sıra over rezervi, stres, sigara kullanımı, fazla kilo, tüplerde sıvı birikmesi, sperm kalitesindeki düşüklük de tedavide başarıyı etkilemektedir.
- Gebeliği sağlayacak olan embriyonun genetik yapısı bozulduğu takdirde
- Yumurta gelişimini sağlayacak olan ilaçların düzenli olarak kullanılmaması durumunda
- Embriyo gelişimini sağlayan kültür ortamındaki yetersizlik
- Embriyo dışını saran zarın kalın olması
- Rahim ile alakalı doğumsal bozuklukların varlığı
- Rahimde embriyo tutunmasına engel olan bir miyom söz konusu ise
- Embriyonun rahim içine tutunarak büyümesine engel teşkil eden bir pıhtılaşma varlığı
- Önceden geçirilmiş enfeksiyon hastalıklarından kaynaklı meydana gelen yapışıklıklar
- Kadında genetik veya sonradan ortaya çıkan fonksiyon bozukluklarında
- Endometriosis hastalığı söz konusu ise ( çikolata kisti )
- Tüplerde meydana gelen enfeksiyon hastalıklarında
- Karın içi ameliyatlarından sonra hidrosalpenks olarak adlandırılan tüplerin tıkanarak şişmesi durumu söz konusu ise
Tüp Bebek Tedavisinde Kullanılan İlaçların Yan Etkileri
Tüp bebek tedavisinde yumurta elde edilebilmek için ilaçlara ihtiyaç vardır. Bu ilaçlarında bazı yan etkileri bulunmaktadır. Bunlar:
- Ruh hali değişiklikleri
- Alerjik reaksiyonlar
- Karın bölgesinde ağrı
- İshal, kusma ve bulantı
- Enjeksiyon yapılan bölgelerde hafif ağrı, morarma ve tahriş
- Ödem
- Baş ağrısı
- Göğüs bölgesinde hassasiyet
- Ateş
- Yorgunluk
Tüp Bebek Kaç Yaşına Kadar Uygulanabilir?
Tüp bebek tedavisi 44 yaşına kadar uygulanabilir. Fakat 42 yaş sonrası başarı oranı düşmektedir. Kadın yaşı ve tüp bebek hakkında aşağıdaki videodan detaylı bilgi alabilirsiniz.
Tüp Bebek Tedavisi Sonrası Düşük Riski Yüksek Midir?
Gebeliğin ilk üç ayı gerekli tıbbi destek uygulandığı takdirde tüp bebek tedavisinde düşük oranları normal gebelik ile benzer değerlere sahiptir.
Dış gebelik olur mu?
Tüp bebek tedavisinde dış gebeliğin olasılığı %1-3 civarındadır. Hem rahim içinde hem de dışında (heterotopik gebelik) olma olasılığı ise %0.5 tir.
Tüp Bebek Kaç Defa Denenebilir?
Tüp bebek uygulamasında üç deneme sonrası gebelik şansı düşer. İleri denemelerde gebelik elde edilebilir fakat başarı şans ilk denemelere oranla daha azdır.
Başarısız İlk Deneme Sonrası Tüp Bebek Tedavisinde İkinci Denemeye Ne Zaman Başlanabilir?
Tıbbi olarak başarısız bir tüp bebek tedavisi ardından iki ay sonra ikinci bir uygulama yapılabilir.
Transfer Aşaması Sonrası Kişi Normal Aktivitelerine Ne Zaman Döner?
Tüp bebek tedavisinin transfer aşaması sonrasında cinsel yaşam ve spor dışı normal aktivitelere hemen dönülebilir.
Tüp Bebek Tedavisinde Yolculuk Sakıncalı mı?
Gebelik oluşuncaya kadar olan dönemde doktor herhangi bir sakınca görmemişse yolculuk yapmak serbesttir. Ancak transfer işleminden sonra bir kaç gün ve gebelik oluştuktan sonra doktor yolculuğu bir süre sakıncalı olması sebebi ile yasaklayabilir.
Tüp Bebek Tedavisinde Yapılması Gerekenler
- Sigara bırakılmalı ve sigara içilen alanlardan uzak durulmalı
- Günlük 0.4-1 mg folik asit içeren vitamin hapı kullanılmalı
- Dengeli beslenilmeli
- Lifli besinler tüketmeli
- Günlük 6-8 bardak su içilmeli
- Düzenli egzersiz yapılmalı
- Yumurta toplama işlemine 3 gün kala 2-3 günde bir cinsel perhiz yapılmalı
- Enfeksiyon söz konusu ise muhakkak doktorla görüşülmeli
- Yumurtalık uyarıcı iğneler akşam saat 4.00 ile 8.00 saatleri arasında yapılmalı
- Antibiyotik gibi kullanmanız gereken yeni bir ilaç söz konusu ise muhakkak doktorla görüşülmeli
- Enjeksiyon ilaçları buzdolabında muhafaza edilmeli
- Ağrı söz konusu ise sadece paracetamol içeren ağrı kesiciler kullanılmalı
- Kol veya karından yapılan enjeksiyonlarda, iğneyi çıkarmanın ardından enjeksiyon bölgesine 6 saniye süreyle hafifçe parmakla basılı tutulmalı
- Yumurta toplama işlemi sonrası günde yaklaşık 2-3 litre sıvı tüketilmeli
- Tüm iğneler bildirilen zamanda, şekilde ve miktarda yapılmalı
- Bazı hormonları baskılamak amaçlı olarak doktorun önerdiği ilaçlar düzenli olarak kullanılmalı
- Tedavi öncesi ise Hepatit B ve C taraması, HIV, Rubella IgG, kan sayımı, kan grupları tayini yapılmalı
Tüp Bebek Tedavisinde Yapılmaması Gerekenler
Günde bir bardaktan fazla kafeinli kahve, çay veya kolalı içecek tüketilmemeli
Embriyo transferi sonrası kesinlikle alkollü içecek tüketilmemeli
Tedavi süresince ağır egzersizlerden ve ağır sporlardan uzak durulmalı
Sauna, jakuzi ve bunun benzeri aşırı sıcak ortamlarda bulunulmamalı
Doktorla görüşmeden kullanılan ilaç bırakılmalı veya yeni bir ilaca başlanmamalı